Duymadim.com

Bunudamı duymadın? Araç Bilgisayar Bilim Donanım Fragmanlar Genel Komedi Magazin Müzik Mobil Oyunlar Son Dakika Spor Teknoloji Uzay Video Yazılım İnternet Yeni teknolojiler Yeni telefonlar yeni haberler Nealaka nealaka ürünler acayip teknoloji teknoloji mobil hayat mobil dünya cep telefonu ilginç ürünler teknoloji harikası ürünler video fragman spor oyun oyunlar yeni oyunlar oyun haberleri

Browsing in Teknoloji

cambelttensionercompress
Mengene

Günümüzde bilgisayar kullanıpta dosyaları klasörleri bilmeyen pek yoktur. Hal böyle olunca insanlar ister istemez çeşitli kısıtlılıklar nedeniyle boyutu kabul edilemez sınırlara ulaşan dosyalarını ufaltabilmeyi isterler ve sonuç olarak oldukça çok kullanılan sıkıştırma sistemleriyle tanışıklıkları başlamış olur.Ancak dosyanın türüne göre ya da başka nedenlerle elde edilen sıkıştırma oranları çoğu zaman yeterli görülmemektedir. Öyle bir zaman geliyor ki bir mp3‘ü sıkıştırdığınızda (bazen) 3-5kb arasında disk alanından tasarrufunuz oluyor. Ama bazen gb’larca txt formatlı dökümanları bir kaç mb’a kadar indirmek mümkün oluyor.

Gel gelelim süper sıkıştırma olgusuna.. Bu yöntem de aslında yukarıda sayılandan başka mucizevi bir yöntem kullanmıyor. Yine benzer algoritmalar çevresinde bir kaç ekleme ya da çıkartma yapılarak işler görülüyor ama bu programları oluşturan kişilerin bir tek ortak parametresi bulunuyor. O da “zaman”.

Kimi firma diyor ki “bizim programımız dosyaları hem sıkıştırsın hem de bunu oldukça süratli gerçekleştirsin”. Bu durumda dosyalardan elde edilecek yer tasarrufu düşük oluyor ama görece kısa sürede işini bitiriyor.

Kimi firmalar da diyor ki “bizim programımız dosyaları deli bağlar gibi sıkıştırsın ama kullanan kişiyi de bilgisayarının başında yaşlandırsın”. İşte bu durumda zamandan ödün verilerek oldukça yüksek yer tasarruf oranları yakalanıyor.

Bizzat yapmış olduğum bir denemede yaklaşık 400mb boyutu olan microsoft office kurulum dosyalarını 4mb’a kadar düşürmeyi başardım! Pentium 4 3.0 HT bir işlemci ve 1024mb kingston dual channel ram ile 2 koca ay’ı feda ettim. Açmak için yine aynı makine ile 15 gün vermek gerekecektir.

Şu adresteki program oldukça kullanışlı bir süper sıkıştırma programıdır. Programın kararlı sürümü ve yeni bir beta sürümü buunmaktadır ve açık kaynaklı bir yazılım olduğunu belirtmek gerekir. Bilgisayarınıza kurduktan sonra istediğiniz dosyalara sağ tıklayıp bu programa kolayca yollayabiliyorsunuz. Yine oldukça büyük bir sıkıştırma ayarı seçeneği bulunuyor. Şimdi dilerseniz işleyişe ilişkin ayrıntılara geçelim.

Öncelikle yazılım sizden oldukça yüksek bir ram miktarı talep edecektir. Eğer yok ise, yüksek oranlı sıkıştırma ayarlarında program çalışmayı reddedecektir. Eğer sisteminiz düşük kapasiteli ise, cevap veremeyecek kadar kasılacağını belirtmek gerek. Ayrıca winZip ve winRar‘dan alışık olduğumuz gibi sıkışan dosyayı açtığımızda içeriğindeki dosyalara uzantılarına ve sıkışma öncesi-sonrası boyutlarına bakabilme olanağımız bulunuyor. İstersek tamamı yerine istediğimiz dosyaları da ayıklayıp açma imkanımız bulunuyor.

Son olarak internette yaygın olarak rastlanılabilecek bir hadiseye değinip bitirmek istiyorum. Çok tanınmış bilindik bazı bilgisayar oyunlarının, kimliği belirsiz kişilerce gayri resmi bir şekilde kurulum dosyaları yayınlanıyor. Üstelik sıkıştırılmış deniyor ve hakikaten 10-15 MB (gb değil!) civarındaki kurulum dosyasını indirip açtığınızda çıkan dosyalar yaklaşık 4-5 gb yer işgal ediyor. Ama açılan dosyaların içeriği tamamen whitespace ile doldurulmuş. Takdir edilir ki oyunu kurmanız da imkan dahilinde değil. Böylece süper sıkıştırmanın çakması da karşınıza çıkabilecektir ancak aldanmayınız. Gerçek anlamıyla süper sıkıştırma anlattığım şekilde sağlanabilmektedir ve gerek açarken gerek sıkıştırırken büyük zamansal maliyetlere katlanmak zorunluluğu vardır (henüz) …

10-011

İnsanların site trafiği, istatistikleri ve diğer sitelerin trafiklerine bakmaya bağımlı olduklarını kendimden biliyorum. Eğer buna karşı talep varsa, sizi bu konuda tatmin edecek siteler de mutlaka olacaktır. İşte ben de bu makalemde bu siteleri ve araçları listelemeye çalıştım, çünkü en azından benim için bu alan çok net değildi. Google Pagerank, Alexa, Compete ve Technorati puanlamalarının ne anlama geldiğini bilmiyordum. Bu istatistiklerin daima tutarlı olmadığını söylemek zorundayım, ancak bu siteler bir sayfanın popülerliği ve ortalama ne kadar ziyaretçi çektiğine dair genel bir bilgi sahibi olmanızı sağlar. Eğer bu istatistiklerini kendi site istatistiklerinizle karşılar ve harmanlarsanız, o zaman daha tutarlı sonuçlar elde edeceksinizdir.

Bunların yanısıra ben bazı Firefox eklentilerini de kullanıyorum. Bu eklentiler kullandığım servislerin adreslerini yazmam ve ardından istediğim içeriğe ulaşmak için sayfalar arasında gezinmem gerekmiyor. Ve sadece bir düşünce - pazarlamada rakipleriniz hakkındaki diğer bilgilerin ne kadar kullanışlı olabileceğini bir düşünün. Tamam gelin şimdi makalemizin aslına gelelim.

İlk olarak sık kullandığım Firefox eklentilerini listelemeye başlayıp ardından da popüler trafik izleme sitelerini listeleyeceğim. Eğer SEO ile ilgileniyorsanız, o zaman SEO Uzmanları İçin Popüler Firefox Eklentileri isimli yazımı okumanızı öneririm.

1. SearchStatus
Alexa, Compete ve Google PageRank puanlarını izleyen bu kullanışlı eklenti olmadan yaşayamazdım. Eğer Alexa ve Compete‘i bilmiyorsanız, bu sitelerin dünyanın en popüler ve güvenilir site izleme araçları olduğunu unutmayın. Bunun yanısıra aramızda Google’ın puanlama sistemini duymayan kaldı mı? Eğer siz hala duymadıysanız Google resmi blogunu takip etmenizi öneririm.

Ve evet, Alexa ve Compete servislerinin kendilerine özgü izleme ve oylama sistemleri mevcut. Bu sefer benim de daha önce yaptığım gibi her iki servisten de aynı oranda puanlar görmeyi hedefliyorsanız, bunun böyle olmadığı konusunda sizi daha baştan uyarayım istedim.

10-021

2. Compete Araç çubuğu + Compete Sitesi

Bu site Alexa’ya oldukça benzemekle birlikte, Alexa’ya alternatif hatta daha iyi site karşılaştırma puanlamaları veriyor ve sizin de bu sayede konu ile ilgili daha objektif bir bilginiz oluyor. Ben Alexa’yı daima Compete ile birlikte kullanarak daha objektif sonuçlara ulaşabiliyorum.

10-03-011

Site ayrıca bir araççubuğunu da sunuyor. Yukarıdaki SearchStatus araççubuğu ile birlikte bu araççubuğunu da sık sık kullanıyorum. Compete.com’un resmi araççubuğu olan bu araç ayrıca siteyi ziyaret eden ortalama kişi sayısını da kontrol ediyor. Bu bilgi belki de çok tutarlı olmayabilir ancak diğer siteler hakkında ziyaretçi bilgisi almak istediğinizde de kullanışlı olabilir. Araççubuğunun başka özellikleri de bulunuyor ancak onu ben kendi işlerim için kullanmıyorum. Belki de siz kendi araştırmanızı yapıp sunulan bu diğer araçları kendi siteniz için daha kullanışlı bulabilirsiniz.

\

3. Google Analytics

10-041

Evet, bu site şu an piyasadaki en iyi istatistik sitesi olduğu kadar, aynı zamanda en popüleridir. Google Analytics, siteniz hakkındaki bilgiyi o kadar detaylı bir şekilde izler ki, tüm bu verileri analiz etmek ve diğer verilerle karşılaştırmak için saatlerinizi harcayabilirsiniz. Şimdiye kadar artık herkesin Analytics servisini kullandığını sanıyorum ancak eğer siz halen Google Analytics’e yabancıysanız, o zaman sitelerindeki tanıtım videosu tüm sorularınızı cevaplayacak nitelikte.

4. Alexa

10-05

Daha önce bu siteden bahsetmiştim, ancak şimdi daha detaylı değinmenin vakti geldi. Alexa, popülerlik puanı, erişim, hız ve site içi bağlantılar tabanında geniş kapsamlı istatistikler sunmaktadır. Sunulan bilgiler de oldukça tutarlı, zira herkes Alexa Araççubuğu’nun da yardımı ile sitenin algoritmasına yardımcı olur. Alexa araççubuğunu yüklediğinizde, çok kullanışlı bir araca sahip olmakla kalmayıp, siz siteleri ziyaret ettikçe Alexa’nın işleyişine yardımcı oluyorsunuz. Ben bu sistemi gerçekten seviyorum, siz de bir deneyin, belki siz de kullanışlı bulursunuz.

5. Quarkbase

10-06

Bu siteyi daha önce ResourcePile’dan Nick‘den duydum, ve o zamandan beri bu siteyi kullanıyorum.

Quarkbase web siteniz hakkında derinlemesine bilgi sahibi olabileceğiniz ücretsiz bir site. Site 30′un üzerinde kaynaktan aldığı veriyi ve pek çok algoritmayı bir arada harmanlayarak siteniz hakkında derinlemesine bilgiler veriyor. Quarkbase, sitenizi sosyal popülaritesi, trafiği, site ile ilişkili insanlarına göre pek çok kategoride işliyor ve evet, site gerçekten digg, delicious, reddit bağlantıları, technorati puanlarından RSS okuyucularına, trafik istatistiklerine kadar pek çok bilgiyi veriyor. Sitenizi ziyaret edin ve sitenizin adresini girerek çok sayıda bilgiye saniyeler içerisinde ulaşın.

6. QuantCast

QuantCast, bir istatistik toplama web sitesi olup, yayımcıların kendi takipçilerini ve onların sitenizi ziyaret ettikten sonra hangi siteleri ziyaret ettikleri gibi önemli bilgileri sizlerle paylaşıyor. Bunun yanısıra eğer web siteniz hakkında daha tutarlı bilgi sahibi olmak istiyorsanız, o zaman web sitenize sade bir kod parçacığı ekleyerek Quantcast’ın siteniz hakkında daha detaylı ve tutarlı bilgiler vermesini sağlayabilirsiniz.

10-07

7. StatsAholic

10-08

Eğer sade ve hızlı bir istatistik çözümünü arıyorsanız, o zaman Statsaholic web sitesini ziyaret etmenizi öneriri. Site bünyesinde veriler ve grafikler sunulurken bu veriler Compete ve Quantcast’tan alınıyor. 3 adede kadar alan adı girip verilerini karşılaştırmanız da mümkün.

8. PopUri.us

Bir diğer sade ve mükemmel sitelerden birisi de PopUri.us. Sitenizin adresini girin ve Google PageRank, Alexa, Compete, Quantcast Puanı, Technorati Bağlantıları, Yahoo! Geribağlantıları ve daha fazlasına ulaşabilirsiniz.

10-09

9. Website Grader

“Website Grader ücretsiz bir SEO aracı olup bir web sitesinin pazarlama verimliliğini ölçmenize yardımcı olur. Site web site trafiği, SEO, sosyal popülerlik ve diğer teknik faktörleri harmanlayarak bir puan oluşturuyor. Son olarak ayrıca sitenizin pazarlama açısından nasıl daha da geliştirilebileceği öneriliyor.”

Sitenin verdiği her bir bilgi parçacığı gerçekten çok kullanışlı… Site size SEO ile ilgili öneriler, alan adı yaşı, alan adı süresinin ne zaman dolacağı, Google’ın taradığı sayfaların listesi, trafik puanı, Google’ın sitenizi en son ne zaman taradığı gibi bilgilerin yanısıra, sitenizin istatistiklerini diğer sitelerin istatistikleri ile karşılaştırmanız da mümkün. Çok kullanışlı, herkesin bilmesi gereken bir site.

10-10

10. BuySellAds

Belki de bazılarınız buna güleceklerdir, ancak ben bu siteyi de ekledim, zira bu site genel olarak istatistiksel bilgilerin depolanmasına yönelik bir site de değildir, ancak yukarıdaki bağlantıdan ulaşabileceğiniz örnek site bilgilerinden de görebileceğiniz gibi öngörülen gösterim sayıları ilgili sitenin sahibinin açıklamasına göre gerçekten çok tutarlı. Bu servisi pek çok insan da kullanıyor, bu sayede “Buraya Reklam Ver” düğmesine tıkladığınızda sitenin aylık tekil ziyaretçi sayısı, Alexa ve Compete puanlamaları, Google Pagerank verisi, delicious favori sayıları gibi pek çok bilgiye ulaşabilirsiniz. Sitenin tekil ziyaretçilere yönelik öngörüde bulunabilmesi özelliğini çok seviyorum.

10-11

Listeye daha devam edebilirim aslında, ancak bu sitelerin sunduğu istatistiksel bilgilerin ihtiyacınız olandan fazlasını size sunacağını düşünüyorum. Yukarıdaki listenin size pazarlama, SEO ya da sadece diğer sitelerin istatistikleri hakkındaki merakınızı giderebilmesi yönünden size yardımcı olacağını umuyorum.

SEO ve Site Analizi Üzerine Yazdığım Diğer Yazılar

geçen gün yayınlanan bir yazımda jail break’den bahsetmiştim, bazı okuyucular haklı olarak “nedir bu” diye sordular. yorum olarak yazmak yerine ayrı bir yazı olarak paylaşmak istedim.

devteam
devteam’in logosu (ısırılmış elma yerine)

apple iphone üzerine uygulama yüklenmesine ancak kendi kontrolü altında izin veriyor. bunun da nedeni, kendi ifadelerine göre, kontrol edilmemiş ve kötü amaçlı yazılımları engellemek. ancak bunun dışında iki gizli neden daha var; biri tamamen duygusal, apple’in resmi sitesi appstore (sadece itunes üstünden erişilebilir) üzerinden yükleme yapıldığında apple ciddi para kazanıyor. bugün çıkan habere göre toplam 15 bin uygulama 500 bin kez yükleme rakamına ulaşmışlar. ikincisi ise “band width” (veri hattı yoğunluğu) kullanımı ile ilgili. bildiğiniz gibi amerikada 3g var ve iphone’unuz var ise 3g sınırsız olarak at&t tarafından sağlanıyor. at&t ile apple arasındaki anlaşma da bu hattın gereğinden fazla kullanılmasını engellenmesi şeklinde. bu nedenle iphone’un modem olarak kullanımı veya arka planda sürekli çalışarak internet kullanan, dosya yükleyen gibi birçok uygulamanın appstore’da satılmasına izin verilmiyor.

tabii bu izin verilmeme yazılım geliştiricilerini daha fazla hırslandırmak dışında bir etki yaratmadı ve iphone için jailbreak ve unlock yazılımları geliştirildi. jail break (hapisten kaçış) iphone’da appstore’a olan bağımlılığı kaldırıyor ve birçok farklı kaynaktan uygulama indirilebilmesine olanak sağlıyor. bu uygulamalarda apple’ın yukarıda anlattığımız kısıtları da olmadığı için gerek arka planda çalışıp sürekli hattı kullanan veya modem olarak kullanmanıza izin veren uygulamalar hızla yayıldı. apple bunu engellemek için jb yapılan telefonların garantisinin düşeceğini açıkladı ama bunu ne derece ispatlayabildikleri pek belli değil. tabii jb’li iphone kullanmanın bu tip avantajları olduğu gibi çok önemli dezavantajları da var. örneğin yüklediğiniz uygulamanın neler yaptığından tam emin olamamak gibi, yani size gelen e-mail’leri biryerlere aktaran veya kontak listenizi çalan bir uygulamayı farkına varmadan yüklemiş olabilirsiniz. ikincisi ise daha etik bir problem, uygulamaların kırılmış versiyonlarını da bu kaynaklardan bulmak mümkün. bu da emeğe saygısızlık anlamına geliyor.

unlock ise iphone 2g‘lerin (ikinci jenerasyon) abd/at&t dışında kullanılamaması ile ilgili. bu kısıtı ortadan kaldırıp herhangi bir operatörde çalışabilmek için geliştirilen kırıcı uygulamalar ile telefonununuzu farklı ülke ve operatörlerde kullanabiliyorsunuz. ancak 3g ile soft kırma yakın tarihe kadar mümkün olmuyordu, bunun yerine sim kartınızı taktığınız aparatlar ile unlock yapılabiliyordu. geçtiğimiz günlerde devteam artık soft olarakda unlock yapılabileceğini açıkladı. şu anda Türkiye’de özel sözleşmeler ile telefon alınıp kullanılabildiği için unlock eskisi kadar popüler değil.
biraz da bu konudaki kaynakları aktarmak istiyorum.
iphone konusundaki en geniş mesajlaşma gruplarından biri iphoneturkish neredeyse herkesin derdine deva olabiliyor. Dr. Şehmus Tiğiş’in bu mail grubuna üye olmak için iphoneturkish-subscribe@googlegroups.com adresine bir boş mesaj atmanız yeterli olur. Eski iphoneturkey grubunun yöneticisi mustafa tan’ın iphoneturkey.biz isimli sitesi var ve güzel incelemeler çıkıyor. yine kaynak açısından önemli bir site ingilizanahtari.com forum sitesi, üye olarak yararlanılabilen sitede bir çok kaynak mümkün. iphonedo (www.iphonedo.com) sitesini de atlamamız gerekir tabii. burada jail break veya unlock nasıl yapılır resimler ile anlatılıyor.
bir iki de yabancı kaynak. jb yazılımı geliştiren devteam’in blog’u, detaylı incemeler yer alan iphoneschool ve iclarified gibi.
son not, bu kaynakları detaylı incelemeden, sakın ve sakın jail break yapacağım diye işe girişmeyin, sonuçta elinizde kullanamadığınız bir telefon ile kalabilirsiniz.

Google Apps bir işletmenin ihtiyacı olan email, web sayfası, iç iletişim, evrak deposu, takvim gibi ihtiyaçları ücretsiz olarak sunuyor.

150x55

İhtiyacınız olan tek şey yıllık 10$ maliyetli bir domain. Gerisini Google size sunuyor. Hatta domain adresiniz yoksa bile onu satın almanızdan yönetmenize kadar her konuda yardımcı oluyor.
Küçük işletmeler için ideal bir çözüm. Dünyanın neresinde olursanız olun, şirketinize ait olan mail adresine ulaşabilir, çalışanlarınızla iletişim kurabilir, çalışmakta olduğunuz projenizin hangi aşamada olduğunu öğrenebilirsiniz. Üstelik tüm bunları şirketinizin ağına bağlı bir bilgisayardan yapmak zorunda değilsiniz.

Yapmanız gereken Google Apps’e üye olmak. Teknolojiyi sıkı bir ilişki içinde olmasanız da, Google tüm bu işlemlerin kurulumu ve işleyişi hakkında detaylı şekilde yardım sunmaktadır.

Tüm bu çözümleri bir firmadan satın aldığınızda, email hizmeti için email adresi başına yıllık 20$, o email adresini spam dediğimiz emaillerden ve zararlılardan korumak için email adresi başına yıllık 20$, web sayfası için yıllık 50$, iç iletişim ve dosya hizmetleri için bir IT departmanına sahip olmanız gereklidir.

apps
kontrol paneli örneği

Daha önce burada

Mükemmel jQuery eklentilerine ve onları nerede bulabileceğine dair sayısız makale bulunuyor. Ancak bazen bu üçüncü parti kaynaklara ve eklentilere bel bağlamamak en iyisidir. Tıpkı eskiden olduğu gibi kendiniz yapın. Bugün, günümüz modern web siteleri ve uygulamalarında kullanılan 20′nin üzerinde yaratıcı ve pratik jQuery kullanım örneklerini listelemeye çalışacağız. Eminim bu örnekler size bir sonraki projeniz için ilham verecektir.

James Padolsey Renk Değiştiricisi

08-01

Nettuts yazarlarından James Padolsey’in web sitesinde güzel bir özellik bulunuyor. Sitenin sağ üst kısmında bulunan “özelleştir” çubuğu başlık kısmının arkaplan rengini değiştirmenizin sağlıyor.

Dragon Interactive’in jQuery Navigasyonu

08-02

Bu elemanlar aşağı yukarı web tasarımının tanrılarıdır ve siteleri de bunu doğrular nitelikte. Bunun için sadece ana sayfalarının başlık kısmındaki jQuery navigasyonuna bakmak yeterli. Daha önce hiç bu kadar seksi bir navigasyon gördünüz mü?

FamSpams Facebox

08-03

FamFamFam, sitenin FamSpam özelliği için özel bir lightbox betiğine ihtiyaç duydu. Site bunun üzerine FaceBox adı verilen bir yöntem oluşturmaya karar verdi. FaceBox, lightbox’un efektlerini kopyalıyor ancak statik html sayfalarını, iletişim formlarını; kısacası istediğiniz her şeyi gösterebilmenizi sağlıyor. Facebox günümüzde yoğun talebin ardından bir jQuery eklentisi olarak dağıtılıyor.

Merhabalar,

Sizlere sıklıkla kullandığım bir işlemi anlatmak istiyorum.

Siz de benim gibi online video servislerini sıklıkla kullanıyor ve izlediğiniz videoları bilgisayarınıza kaydetmek istiyorsanız bu işlemi birazdan anlatacağım yol ile muhtemelen en pratik şekilde yapacaksınız.

Bahsedeceğim yolu YouTube gibi nerdeyse tüm video sitelerinde video kaydetmek için kullanabilirsiniz.

İzlediğiniz videoyu kaydetmek için tek yapmanız gerek videoyu seyretmek!

Belki de nasıl yapılacağını şimdiden tahmin ettiniz. Bilgisayarımızın önbelleğini bu iş için kurcalayacağız.

Dediğim gibi sadece videoyu seyretmemiz yeterli. Hatta sadece tamamının yüklenmesini bekleseniz bile yeter. Hemen örnekle gösterelim:

youtube-video-kaydet-1
YouTube - Video önbelleğe alınması

Gördüğünüz gibi videonun tamamını seyretmeden tüm videoyu indirmeniz yeterli. Önemli olan soluk kırmızı olan çubuğun tamamen dolması.

Neyse, en baştan başlayalım.

Öncelikle YouTube’a erişemiyorsanız şurayı bir okuyun. Belirtilen işlemleri yaptıktan sonra YouTube’a girmeniz gerekiyor.

Girdiğinizi farz ederek devam edelim. Ben tarayıcı olarak Firefox kullanacağım ve yapacağım işlemleri de Firefox’a göre anlatacağım. Eğer Firefox kullanmıyorsanız hemen buradan indirebilirsiniz. Internet Explorer kullanıyorsanız da bırakın canım artık onu. :)

Tarayıcımızı indirdik, kurduk. Zaten YouTube’a da erişebiliyoruz. E o zaman hemen en sevdiğimiz videoları seyredelim.

Üsteki resimdeki gibi videonun yüklenmesini bekliyorsunuz. Yüklenir yüklenmez okumaya devam edebilirsiniz.

Tarayıcımızda yeni bir sekme açıyoruz. ( Dosya -> Yeni Sekme veya Ctrl T kombinasyonunu kullanabilirsiniz.)

Adres çubuğuna about:cache yazıyoruz. Tabi daha sonra “Enter” a basmayı unutmayalım. :)

Karşınızda şuna benzer bir görüntü olmalı:

lt7rihd-lblqtulknf2rz48zrjpegv
Firefox önbellek (cache)

Buraya kadar sağ salim geldik.

Resimde gözüküyor mu bilmiyorum ama orada dikkat etmemiz gereken bir yol var.

Disk cache device başlığı altında, Cache Directory: yazısının yanında bir klasör yolu yazıyor. O yolu komple seçip, kopyalıyoruz. Daha sonra Bilgisayarım’ı açıp, adres çubuğuna kopyaladığımız içeriği yapıştırıp “Enter”a basıyoruz. Karşınıza şöyle bir görüntü gelmeli:

g-nsfpunoumfsv-yvpfsveksnukize
Videonun kaydedildiği yer

Sayamadığımız kadar dosya var di mi? Acaba hangisi bizim videomuz? :)

Burada dikkat etmeniz gereken noktalardan biri:

_CACHE_001_, _CACHE_002_, _CACHE_003_

adında 3 adet dosya var. Bu dosyaları kullanmayacağız.

Buradaki dosyaları “Değiştirilme Tarihi”ne göre sıralamanız gerekiyor. Resimde mavi daire ile işaretlediğim gibi “Değiştirilme Tarihi” yazısının yanındaki ok aşağıya doğru olmalı. Bunun için yazının üstüne birden fazla tıklayabilirsiniz. Şimdi aşağıya doğru sıra ile bakıyoruz. Video seyrettiğimiz için boyutunun binli “KB”larda olması gerekiyor. Benim seyrettiğim video 4:33 dakika uzunluğundaydı. Kapladığı alan ise yaklaşık 10.000 KB. Siz de video uzunluğuna göre bir çıkarımda bulunabilirsiniz. Videomuzu bulduktan sonra sağ tıklayıp, kopyalıyoruz. Daha sonra istediğimiz bir yere yapıştıryoruz.

Şimdi videoyu bilgisayarımızda seyredeceğimiz biçimde kaydetmemiz gerekiyor. Videoya sağ tıklayıp, ad değiştir diyoruz. Vereceğimiz ad şu şekilde olmalıdır:

video adı.flv

Ben videoma “pixar” adını vermek istiyorsam yeni ada pixar.flv yazmalıyım. Şekildeki gibi olmalı:

h6fmochlarr0yqia35olgsb6zdvthz
Dosya ad değiştirme işlemi

Artık dosyamız flv formatında seyredilmek için bekliyor. Eğer sisteminizde FLV oyanıtıcı bir yazılım varsa hemen videoyu seyredebilirsiniz. Yoksa size GOM Player’ı önerebilirim. Ücretsiz olan bu yazılımı buradan indirebilirsiniz.

Ve kaydettiğimiz video:

f2ht9oyx6o3k-5vbn0jlll9cjdqfwv
Ve zafer !

Artık seyrettiğimiz video flv formatında bilgisayarımızda kayıtlı. Videonuzu flv oyanatan her türlü cihazda seyredebilirsiniz. Ayrıca bu video kaydetme işlemini nerdeyse tüm video sitelerinde uygulayabilirsiniz.

Geçtiğimiz aylarda bir iPhone aldım. Her ne kadar zamanımın büyük çoğunluğu onunla oynamakla geçmiş olsa da birkaç kullanışlı şey de yaptım (yaşasın webkit css özellikleri!)

Websitelerini ziyaret etmek için yapılmamış
Bahsettiğim bildiğimiz web siteleri. bir mobil web sitesinin son kullanıcı için nasıl olması gerektiğini düşünmeye başladım. Yeni nesil “akıllı telefonlar” (bu terimden nefret ediyorum bu arada) standart HTML elementlerini bir seviyeye kadar sorunsuz bir şekilde işleyebiliyorlar, ancak bu bir web sitesini mobil ortamlarla uyumlu hale getireceği anlamına gelmiyor. Bir web sitesini müşteriye satarken, sitenin mobil sürümünün bambaşka bir web sitesi olması gerektiğini unutmamamız lazım. Deneyim aynı olmadığı için tasarım da aynı olmamalıdır (kim 500px yüksekliğinde bir altlığı iPhone üzerinde görmek ister ki?). Hepsinden öte, içerik de aynı olmamalıdır. Bu da beni bahsetmek istediğimi ikinci noktaya getirecektir.

Web standartlarını kökten değiştirmeye kalkmayın
Son zamanlarda mobil CSS stil şablonlarının geri geldiğine dair söylemler dolaşmaya başladı, bazı cep telefonu işletim sistemleri standart olmayan HTML değerlerini de işleyebilirlerken, görünüşe göre herkes mobil web siteleri geliştirmek isteyen geliştiricilerin işini kolaylaştırmaya çalışıyor. Ancak bu işe yaramıyor. Bir mobil web sitesi bambaşka bir deneyime yönelik geliştirilmesi gerekmesine rağmen neden bu siteler farklı stil şablonları kullanıyorlar? Eskileri sorunsuz çalışırken neden standartları yeniden icat edelim ki? Eski standartlara bağlı kalın ve oradan çalışmaya başlayın. Çünkü Nokia’nın, Samsung’un ve Sony Ericsson’un desteklediği standartları öğrenmek zorunda olmak istemiyorum ve müşterilerin de mobil web siteleri için standart web siteleri için ödedikleri paranın üç katını ödeyeceklerini sanmıyorum.

Mobil Safari Bu İşi Doğru Yaptı
iPhone üzerinde yer alan safari, özünde masaüstü sürümü ile aynı özelliklere sahip. Gerek tarama motoru, gerek JavaScript işleyiş şekli telefon üzerinde de masaüstü üzerinde de aynı. İstediğiniz herhangi bir web sitesini alın ve o sitenin telefon üzerinde de bilgisayarınızdaki gibi görüneceğine şahit olacaksınız (bazı durumlar haricinde). Peki bu neden doğru?

  1. Geliştirmek için harcadığınız zaman azalır, yeni bir dil öğrenmeniz gerekmez.
  2. Normal tarayıcılar ile aynı hızda gelişimini sürdürecektir, aynı standartları izleyecektir.
  3. Web sitenizin her standart telefonda çalışacağından emin olacaksınızdır.

Mobil Tarayıcı Savaşına İhtiyacımız Yok
Daha şimdiden standartlara bağlı olmayan tarayıcılardaki sorunları çözmek için sayısız günlerimizi harcadık, aynı şeyi tüm platformlar için de yapmak istemiyoruz.

Kaynak: No margin for errors

apple-imo-02

Kimileri gelecek hakkında uçan otomobil hayalleri kuradursun, biz gerçek bir otomobil konseptinden bahsedelim; imo. 2 tekerlekli, kentsel yaşama uygun robotik bir tasarım olan imo
Coventry üniversitesinden Anthony Jannarelly adlı bir kaçık tasarımcıya ait. 2024 yılında piyasaya çıkarılması planlanan bu araç sıradışı jiroskopik denge sistemi ile kendini ayakta tutuyor.

apple-imo-07

2+1 kişilik tasarlanan ve 60kw’lık güce sahip bu tasarımın kendi başına sizi kapıdan alması, duvarlar veya bina çatılarını kullanarak park sorunundan paçayı sıyırması ufaklığı gerçekten cezbedici kılıyor.

droppedimage

darbelere karşı dayanıklı ve bebeğinize de yer ayıran bu aracı siz ister ciddiye alın ister almayın ancak üzerindeki apple logosu bu gadget’i bana ileride görebileceğime dair kuvvetli sinyaller veriyor. ne dersiniz haksız mıyım?
ilk kaynak
imo official page
tasarımcının web sayfası - portfoliosu

Müzik ile ilgilenenlerin dikkatini çekeceğini düşündüğüm bedava ulaşılabilecek müzik, müzik teorisi, müzikoloji dergileri listesini aşağıda bulabilirsiniz:

musicalinstruments

Kaynak, ayrıntı ve diğer konular için burası

Lüküs derken kolayı kastettim.
Aslında Web 2.0′ın net bir tarifi yok.Buna rağmen kullanıcı entegrasyonu,interaktivite,fonksiyonalite gibi tabirler kullanabiliriz.
Web 2.0′ın en iyi örneklerinden birisi şüphesiz “tag claud”.Önceden aramalarda anahtar sözcükleri site yöneticileri belirlerken artık her kullancı etiketler(tag) sayesinde kendi anahtar sözcüklerini oluşturuyor, bu sözcüklerde bulutlar halinde toplanıp aramada büyük kolaylık sağlıyor.
Sitenin içeriğine göre bir sürü reklam arasından en uygununu seçen Google Adsense de iyi bir Web 2.0 örneği.
Çeşitli html kodlarla kötü kişisel siteler yapmak yerine Blogspot‘ta blog açmak bir Web 2.0 mantığı.
Tabii ki Web 2.0′ın “gradient” arka planlar ve büyük Verdana fontlar kulanmak gibi çeşitli görsel özellikleride var.
Şimdi de biraz Web 2.0 standartlarına uygun “lüküs hayat” sitelerinden örnekler:

del.icio.us:Sitede kendi sık kullanılanlarınızı ekleyip online olarak saklayabiliyorsunuz.Ayrıca sık kullanılanlarınızı paylaşıyor,etiketler altında grupluyor,başkalrının etiketlerini inceleyerek yeni siteler keşfediyorsunuz.Yahoo tarafından satın alınan siteyi Browser’ınıza düğmeler ekleyerek de kullanabilirsiniz.

web-2-0

Wikipedia: Bu siteyi hepimiz biliyoruz herhalde.Literatüre öyle yerleşti ki, artık her türlü kullanım kılavuzu,içerik yönetim sistemi wiki olarak algılanıyor.Kullanıcı aynaklı bir bilgi kaynağı olması nedeniyle bir Web 2.0 örneği.
Youtube:Yine tüm içeriğin kullanıcı tarafından oluşturulması Youtube’u Web 2.0 uygulaması haline getiriyor.
Flickr:Yükle,paylaş,keşfet,oyna.Flickr kullanım sisteminden içeriğine,görünüşüne kadar tam anlamıyla Web 2.0 standartlarında.Galeri sitelerinin etkileşimli hale gelmesi Web 2.0 kavramının ortaya çıkışında etkin rol oynamış.
Google docs&spreadsheets:Kısacası online word ve excel hizmeti.Bilgisayarındaki word dosyalarını yükleyebilir,istediğin zaman bakabilir,düzenleyebilir,paylaşabilir,okunması için yayınlayabilir ve birlikte düzenlemeye açabilirsiniz.
Blogger: Blogger’de her gün 175.000′den fazla blog açılıyor.Bloglar kişisel yayıncılıkta çok önemli bir nokta.Gerçi Türkiye’de henüz gelişme aşamasında ama yabancı ülkelerde medyaya alternatif,büyük firmalara yön veren güçlü bloglar var.Ayrıca Technorati gibi blog takip ve arama siteleride Web 2.0 uygulamaları .
Bloglines: Bloglines web tabanlı bir rss okuyucu. Rss’i bilmeyenler için kısaca her gün birçok siteye girip zaman kaybetmiyorsunuz.Sitelerin rss’lerini yükleyip tüm güncellemeleri,haberleri burdan takip ediyorsunuz.Ayrıca sitenin Image Wall adlı uygulaması da sadece bloglardaki resimleri gösteriyor.Gelen ilginç resimlerle gülüp eğleniyorsunuz.
Myspace

« Previous PageNext Page »