Duymadim.com

Bunudamı duymadın? Araç Bilgisayar Bilim Donanım Fragmanlar Genel Komedi Magazin Müzik Mobil Oyunlar Son Dakika Spor Teknoloji Uzay Video Yazılım İnternet Yeni teknolojiler Yeni telefonlar yeni haberler Nealaka nealaka ürünler acayip teknoloji teknoloji mobil hayat mobil dünya cep telefonu ilginç ürünler teknoloji harikası ürünler video fragman spor oyun oyunlar yeni oyunlar oyun haberleri

Browsing in Genel

Sayfalar.com, webmasterlar için türkçe servisler veren bir site. Üye olup sahip olduğunuz siteleri ekleyerek kendinize portföy oluşturuyorsunuz. Eğer isterseniz sitenizin page rank, alexa sıra ve backlink verilerindeki değişiklileri e-mail ile bildiriyorlar. Veriler günlük olarak kontrol ediliyor böylece anında haberdar oluyorsunuz.

fugue

Pinvoke web sitesi kullanıcılar için tam 1120 adet icon yayınlamış. 16×16 ebatlarında png formatında 1120 iconu ücretsiz olarak indirebilirsiniz. Tüm iconları buradan görebilir buradan da indirebilirsiniz.

Pixelleri EMlere dönüştürmek istediğinizde her seferinde hesap makinesini çıkarmanız artık canınızı mı sıkmaya başladı? Bazen pixel kullanmak kolayımıza geliyor, çünkü o zaman herhangi bir değer hesaplamamız gerekmiyor. Ne şans ki pxtoem.com web sitesi bu işi gülünç denebilecek kadar kolay bir hale getiriyor, ve daha da önemlisi bu işlemi kolaylaştırıyor. Tek bilmeniz gereken sitenizin kullandığı temel yazı tipi boyutu.

01-pixeltoems

MSN üzerinden telefon hizmeti verecek olan Türk Telekom Microsoft ile işbirliği yaptı. Bu hizmet sayesinde Windows Live Messenger ile ev ve GSM numaralarını arayabileceğiz. Ev yada iş telefonu tarifesinden konuşuyormuş gibi ücretlendirecekmiş. Böylece yurt dışındayken evden konuşur gibi konuşucağız her halde.

Msn’den telefonla konuşma aboneliği ücretsiz olacak. (tabi ki her ikisinin işine geldiği için)

create-favicons

Bilmeyen arkadaşlar için favicon yapımı gerçekten zordur. Resmi küçülteceksin formatını değiştireceksin vs. birçok uğraş gerektiren iş. Bu kadar uğraş gerektirdiği için birçok arkadaşımızda bununla uğraşmayıp kullandığı içerik yönetim sistemin yada portalın iconunu kullanıyor. Ancak favicon.com adlı internet sitesi 3 adımda bize favicon oluşturuyor. İlk adımda resmimizi ekliyoruz ardından resimde favicon yapılacak alını seçip kodumuzu alıyoruz. İşte favicon yapımı bu kadar basit.(Kaynak)

Sanırım aranızda benim gibi işletim sistemini Windows xp kullanıp görünümünü Vista yapan arkadaş çoktur. Son dönemde yayınlanan Windows XP Service Pack 3 güncellemesini yatığımızda gördükki hiç bir temamız çalışmadı. Ufak bir araştırmayla. Temamız için gereken UxTheme Patcher yamasının sadece Windows xp sp1 ve Windows xp sp2 servis paketlerinde çalıştığını öğrendim. Windows XP Service Pack 3 servis paketi için SP3 UxTheme Patcher 1.2 yamasının www.softpedia.com yayınlandığını öğrendim bizzat denedim. Şuan istediğim Visual Style temasını kullana biliyorum. Denemenizi tavsiye ederim. Temanızı değiştirmek istiyorsanız. www.deviantart.com adresini tavsiye ederim. Daha birçok sitede Visual Style teması bulabilirsiniz. Ama öncelikle sisteminizin bir yedeğini almanızı tavsiye ederim. Bu değil daha pek çok durum için arasıra sistem yedeğinizi almanızı hatta önemli bilgilerinizi varsa external bir harddiske yoksa bilgisayarınızın harddiskinin windowsun bulunduğu partisyondan ayrı bir patisyona kaydetmenizi tavsiye ederim :)

Gerek kişisel gerekse kurumsal anlamda bir duruş ve imaj oluşturmak, bilinirliğe ve marka değerine sahip olmak için - farkında olarak ya da olmayarak- çeşitli argümanları platformları ifade şekillerini ve bu ifade şekillerinin muhatap kitleye ulaşması amacıyla farklı tanıtım araçları kullanılır. Bu araç; kişisel anlamda belki bir kol saati ile başlar kurumsal anlamda ise büyük çaplı kampanyalara kadar uzanır.

Söz konusu bilinirliğe ulaşabilmek için bence kullanılabilecek iki farklı platform vardır ( daha doğrusu 10 yıl öncesine kadar sadece tek platform vardı)

Birincisi; Gazete dergi tv radyo basılı ve görsel diğer tüm medya mecralarının tamamını içinde barındıran tek tek yada bir kampanya ile bir kaç mecranın birlikte kullanıldığı klasik tanıtım ve reklam platformdur -ki buna fiziki platform da diyebiliriz

20 yüzyılın son çeyreğine kadar bu platform, gerek kişisel gerek kurumsal anlamda “ifade edilebilirlik” ve “bilinirlik”adına yegane başvuru kaynağımız olmuştu biz dünyalıların.

Bir firmanız var ise, gazete dergi tv radyo gibi bir mecrada isminizin ama reklam ama haber anlamında geçmesi, sizi büyük bir marka yapmasa da kişisel tatmin noktasında yıllarca işe yaramıştır!

Eğer bu mecralara çıkacak kadar paranız yoksa, e canım mahallelinin ya da çarşı esnafının sizi bulması için bir tabelanız da mı yok ? çok ayıp en azından bir eşiniz dostunuz ya da müşteriniz için bir kartvizitiniz yoksa, siz var değilsiniz demektir.Daha doğrusu öyleydi.Ne zamana kadar ? 20 yıl öncesine kadar belki en çok..

Bu yukarıda bahsettiğimiz fiziki platformun sihrine kapılan etkisini hisseden kişiler ve firmalar arttıkça arttı. Bir tabela bir kartvizit derken özellikle şirketler, tüm dünya şirketleri bu medya mecralarının en üstünde yer alabilmek için yarışır duruma geldi.

Reklama olan talep arttıkça arz edilen mecraların değeri arttı. Bu artış, medya denen bir gücün var olmasına çok çabuk bir şekilde büyümesine, reklam mantığının değişmesine değiştikçe değerli bir hal almasına yol açtı.

Nihayet bu devasa endüstriyi, kendini tanıtmak, marka olabilmek ve istediği marka bilinirliğine ulaşabilmek amacıyla besleyen “reklamverenler” in oluşturduğu bir ekonomi, yani “reklam pastası” ortaya çıktı

Bu öyle bir pastaydı ki tadına bakmak için bir dilim almak pastaya bir kaç dilim değer katıyordu. Bu durum böylece devam etti ve ediyor.

Artık reklam ve tanıtım öyle sine çılgın bir al aldı ki yazımın başında en masu mane reklam hareketi olarak ifade ettiğim tabela reklamları bile sokaklarda insanları renk koru edecek derecelere ulaştı. Varın diğer mecraları siz düşünün.

Şirketler verdikleri bütçeleri daha etkili kullanabilmek için farklı olabilmenin gerekliliği ilkesini benimsedi. Ve farklılık arttıkça orataya reklam kirliliği çıktı. Olan muhatap kitleye yani aslında bu pastanın bir parçası olan bizlere oldu ve olmaya devam ediyor.

Ve iletişim teknolojisi interneti doğurdu. Işte ne olduysa o zaman oldu ve bir “ikinci platform” oluşmaya başladı.

Başlangıçta bir iletişim aracı olarak kullanılan internet vazgeçilemez bir ihtiyacımız oluverdi. Bu yoğun kullanıcı ilgisi reklamcılar tarafından hemen algılandı. Diğer mecraların yani birinci platformun yani fiziki platformun bir parçası olarak görülmeye başlansa da çok farklı bir alan olduğu kısa sürede anlaşılmıştı.

Çünkü diğer mecraların aksine reklamlar ölçülebiliyordu. Çünkü reyting araçlarına güvenmek zorunda kalmadan kullanıcı reklamının etkisini negatif yada pozitif olarak hemen görebiliyordu. Sadece bu iki özellik bile internet platformunu diğer bütün reklam mecralarından ayır tutmak için yeterli bir neden iken….

Bu sihirli dünyanın başka sihirli argümanları ortaya çıkmaya başladı tek tek . Hedef kitlenin demografik özellikleri nerden nasıl ulaştıkları hangi reklamın nasıl bir etki gösterdiği derkeeeen …… internet kendi içinde bir başka inklap gerçekleştirdi; Google.

Bu bir arama paltformuydu. Insanlar arka planda çalışan müthiş bir sanal zeka yardımı ile aradıkları herşeye ulaşabiliyorlardı. -Sanal zeka diyorum çünkü, sadece aradıklarınızı bulmakla kalmayıp artık yanlış aramaları da sizin adınıza doğru olarak tamamlayan ve ne aradığınızı sizin için düşünen ona gore sonuçları üreten bir sistem şaheserine sanal zeka demem gerekiyor.-

Google çok kısa sürede dünya üzerindeki tüm internet kullanıcılarının %85 inin üzerinde gezindiği ve aktif olarak kullandığı yani gün içinde miyarlarca farklı aramanın yapıldığı yani bu aramaları yapan farklı insanların farklı konularda farklı kültürlerde farklı dillerde milyarlarca insanın günlük bir başvuru kaynağı oluverdi.

İnsanlar klasik medya araçlarına sadece muhatap oluyorlardı eskiden yani hedef kitle. Muhataplarını hedef kitle ilan eden tv gazette radyo gibi aracları hedef olarak muhatap almak yani derdinizi anlatmak bir soru sormak yani interaktif bir paylaşım mümkün değildi.

Google bu konuda da farklılığını ortaya koyarak internetin dinamik ve inateraktif bir paylaşım platformu olduğu gerçeği ile bu imkanları kullanıcısına her geçen gün katlanarak artan bir bilgi bankası niteliğinde ulaştırdı.

Internetin sayısal bir veritabanı olmasının avantajları kendisini google da da gösterdi; yapılan bu milyarlarca arama onlarca soru kriterine tabi tutularak ortaya paha biçilmez bir değer çıktı; Arama istatistikleri.

Nerden Arama yapıldı? Hangi kelime ile arandı? Aranırken nasıl bir bilgisayar kullanıldı? Arama da hangi sonuçlara ayrıca ulaşıldı? Kaç kez arandı? ……Buna benzer yüzlerce gerek kişsel gerek kurumsal anlamda stratejik önem taşıyan soruya cevap bulabileceğimiz istatistiki bilgi ve sonuçlara ulaşma imkanı artık elimizde..

Google bu hizmetleri bence temel tek bir şarta bağlıyor; Arama motoru ahlakı.ya da prensibi Yani “ benim arama platformumu kullanan insanların aradıklarını birebir bulabilmeleri gerekiyor. Bilgiler veritabanımda indexlenirken bu prensipten asla taviz verilmeyecektir” diyor google Bu prensip ve kurala öylesine sadık kaldı ki google bu sadakat arama istatistikeri ile birleşince ortaya google ortamında yapılacak –ve bu rensibe bağlı kalacak – reklamların kesin sonuca ulaşmak gibi bir müthiş imkan olarak meyvesini Verdi.

Eğer çiçekçi isenin google ın daima arama yapan kullanıcısının yanında olduğu gerçeğini hatırlayarak hareket etmelisiniz. Ne kadar çaba ve para harcarsanız harcayın google da resturant arayan bir kullanıcı için kendinizi ve reklamınızı sunamazsınız. Yapabilseniz bile bu kısa süreli bir gösteri olur ve sistem yani bence sanal zeka sizi engelemeye çalışır. Aslında bu engelleme yıllardır klasik reklam mantığında ulaşmak istediğiniz net hedef kitleye ulabilmeniz için google ın size bir yardımıdır.

Google; “eğer çiçek satıyorsanız resturant arayan kullanıcıma hitap etmiyorsunuz yani bu kullanıcım sizin hedef kitleniz olamaz hedef kitleniz değilse yani çiçeğiniz ile ilgilenmeyecekse çiçeğinizi sunmak doğru bir adım olayacaktır.” Diyerek doğru hedef kitleyi size sizi doğru hedef kitleye yönlendirir. Bu kural o kadar sistemli işler ki ne satarsanız satın, kim olursanız olun gün içinde muhakkak binlerce,- sadece sizi arayan- kullanıcılara ulaşarak sonuca çok kısa sürede çok etkili bir şekilde ve daha da önemlisi çok az maliyetlerle ulaşabilmenin şaşkınlığını yaşarsınız.

Birinci platform yada fiziki platform dediğimiz klasik medya ve reklam mecralarının dağınık kalabalık adaletsiz ve kirli gürültüsünden uzak süslü ve abartılı reklam detaylarında kaybolmadan kendinizi net ve tertemiz bir şekile sizi arayan muhatabınıza sunmanın ayrıcalığını yaşarsınız.

Henüz kişisel ve kurumsal anlamda millet olarak bu ikinci platformun net avantajlarını tam olarak kullanamıyoruz maalesef. Bunun nedeni farkında olmayışımız günlük gürültülerden bu gerçeği göremeyişimiz ve daha da önemlisi bilgilenmek ve bilinçlenmek için yeterince çaba sarfetmeyişimiz olabilir.

Şu bir gerçek ki; kişisel kurumsal ve hatta kamusal alanda bu platformu kullanabildiğimiz ve faydalanabildiğimiz takdirde dünya arenasında kendimizi ifade etmenin aslında bir hayal olmadığını göreceğiz.

Fatih ÖZBEY

gmlogo

Firefox‘un bir çok kolaylık, yenilik vb. özellikler getiren “greasemonkey” eklentisini bir çoğumuz duymuşuzdur. Bu ufak eklenti sayesinde bir çok kişinin hazırlayıp kullanıma sunduğu kodları çalıştırabilir, örnek vermek gerekirse gmail hesabınızdaki reklamları kaldırıp bir çok kolaylık ekleyebilirsiniz.

(greasemonkey hakkında açıklama için; tıklayın)

Artık bu kodları greasemonkey eklentisinin çalıştığı firefox tarayıcısına ihtiyaç olmadan google chrome’da da kullanabilir, kendi zevkinize ve isteğinize göre siteleri değiştirebilirsiniz. Kodları çalıştırmak için ihtiyacınız olan eklenti ise “greasemetal

Buradan indirebileceğiniz eklenti sayesinde belgelerim klasörü altında oluşacak userjs klasörüne kopyaladığınız her türlü greasemonkey kodu sorunsuzca çalışacaktır.

Eklentinin kullanımı basit ve sorunsuz ancak yinede biraz daha detaylı bir anlatım için kendi sitelerine bakmanızda fayda var.

Bu arada, bahsettiğim kodlara www.userscripts.org sitesinden ulaşabilir ve bilgisayarınıza indirebilirsiniz.

Gelin birlikte dosya paylaşım sitelerini karşılaştıralım. İnternette birçok yerde dosya paylaşım siteleri hakkında bilgi bulmak mümkün, biz ise bu sitelerin hızlarını ve özelliklerini kıyaslamaya çalışacağız.

Arkadaşımı iş yerinde ziyarete gitmiştim, beklerken boş durmamak için dosya paylaşım sitelerini test etmeye başladım ve sizinle paylaşmak istedim.

Başlamadan önce karşılaştırma serimizin birinci yazısı olan siz evde yokken neler oluyor-web kameranı kullan bildirgesini okumanızı tavsiye ederim.

Burada göreceğiniz ölçümleri mutlak değerler olarak algılamamak lazım, çünkü bu sitelerin hızını etkileyen farklı faktörler bulunmaktadır. Serverin veya kanalların o anki yoğunluğu, serverin bize olan uzaklığı gibi. Herşeye rağmen bu karşılaştırma bize siteler hakkında bir fikir verecektir.

Tüm sitelerden 100mb lık dosyamızı indirerek test ediyoruz. Bu testler esnasında premium üyelik özelliğini gözardı ediyoruz. Hız ölçülerini kilobyte ve megabyte olarak kullanıyoruz (megabit ve kilobit değil).

1018

10. Sıra: depositfiles.com

Bu siteye gönderdiğiniz dosyaların indirilme sayılarına göre gelir elde ediyorsunuz ancak gelir oranı çok düşük. Kuruş kuruş kazanıyorsunuz. Belki tüm zamanınızı bu işe verirseniz kazancınız artabilir. En büyük eksisi istediğiniz dosyayı indirmek için 100 saniye beklemek gerekmesi. Üstelik bu 100 saniye bitince serverin doluluğu nedeniyle bu seferde birkaç yüz dakika bekleyin diyebiliyor. Dosya yükleme hızıda oldukça düşük.

Test sonuçları:
Ortalama indirme hızı: 39,78 kb/s
İndirme süresi: 00:42:52
Değerlendirme: Site eski halinden çok şey kaybetti. Hızı düşük, bekleme sistemi siteyi çekilmez yapıyor.

9-11

9. Sıra: uploaded.to

Bu dosya paylaşım sitesi hiç de fena değil diye düşünüyordum. Dosya gönderme işi bitince bir ses sizi uyarıyor, güzel bir özellik. Ancak indirme hızı istekleri karşılayamıyor.

Test sonuçları:
Ortalama indirme hızı: 46,09 kb/s
İndirme süresi: 00:37:01
Değerlendirme: Bazı güzel özelliklerine rağmen hızı yeterli değil. Daha iyi olabilirdi.

8-10

8. Sıra: uploading.com

Bu site hiç çok kullanılanlar listesine giremedi. Az kullanılması dosya indirme hızını artırıyor. Dosya gönderirken tıkanmalar olabiliyor.

Test sonuçları:
Ortalama indirme hızı: 83,18 kb/s
İndirme süresi: 00:20:31
Değerlendirme: Bazen indirme hızı düşsede genelde fena değil.

7-11

7. Sıra: axifile.com

Popüler bir dosya paylaşım sitesi. Ftp üzerinden dosya gönderebilme gibi güzel özellikleri var. Orta dereceli bir dosya indirme ve gönderme hızına sahip.

Test sonuçları:
Ortalama indirme hızı: 85,6 kb/s
İndirme süresi: 00:19:56
Değerlendirme: Günümüzün ölçülerine göre indirme hızı fena değil. Kendini sürekli geliştiren bir site.

6-9

6. Sıra: mediafire.com

Güzel bir dosya paylaşım sitesi. Hızı hiç fena değil, dilediğiniz kadar inidirme izni veriyor. Dosyayı indirmeye başlamak için belirli bir süre beklemeniz gerekiyor. Dosya gönderme hızı fena değil, 100-200 kb/s. Ajax arayüzü bir eksiklik, bazı resimler açılmıyor. Bazen dosya gönderme işi bitince donuyor, dosyayı yeniden göndermek gerekebiliyor. Bir anda çok dosya gönderme özelliği mevcut. 100′er mb büyüklüğünde en fazla 10 dosya gönderebiliyor.

Test sonuçları:
Ortalama indirme hızı: 195,66 kb/s
İndirme süresi: 00:08:43
Değerlendirme: Sonunda yeterli indirme hızına ulaştık. Bu site kullanılabilecek dosya paylaşım siteleri arasına alınabilir.

5-12

5. Sıra: sendspace.com

Bu site için gelen şikayetler bir bir kaybolmaya başladı. Gönderme hızı pek yüksek değil 100 kb/s. Yine de güzel bir dosya paylaşım sitesi.

Test sonuçları:
Ortalama indirme hızı: 295,95 kb/s
İndirme süresi: 00:05:46
Değerlendirme: Dosyayı ilk indirmeye başladığımda indirme hızı çok yavaştı, ancak sonlara doğru 400 kb/s’a kadar yükseldi. Bu da ortalama hızı artırdı. Güzel bir site, kullanılabilir.

4-12

4. Sıra: filefactory.com

Bu site çok kullanılan bir dosya paylaşım sitesi ve aynı zamanda rapidshare’in alternatifi olarak görülüyor. Dosya gönderme ve indirme hızı çok iyi ancak dosya saklama süresi sınırsız değil.

Test sonuçları:
Ortalama indirme hızı: 336,84 kb/s
İndirme süresi: 00:05:03
Değerlendirme: Güzel bir site, indirme hızı 2,5 mb’a ulaşabiliyor. Kullanılması tavsiye edilebilecek bir site.

3-15

3. Sıra: filesend.com

Bazen tıkanmalar olsa da iyi bir dosya paylaşım sitesi.

Test sonuçları:
Ortalama indirme hızı: 393,78 kb/s
İndirme süresi: 00:04:20
Değerlendirme: Hızı güzel, kullanılması tavsiye edilebilir.

2-32

2. Sıra: files.to

Bu siteyi öğreneli çok olmadı. Dosya gönderme hızı iyi, 200-300 kb/s. İndirme hızı ise süper.

Test sonuçları:
Ortalama indirme hızı: 952,82 kb/s
İndirme süresi: 00:01:47
Değerlendirme: Hızı çok iyi. Film gibi büyük dosyalar için birebir.

1-35

1. Sıra: rapidshare.com

Evet, doğru tahmin ettiniz, listemizin şampiyonu rapidshare. Hepimiz tarafından iyi bilinen bu site en yüksek hıza sahip ve diğer dosya paylaşım siteleri ile rekabet halinde. Çook şey söylemeye gerek yok.

Test sonuçları:
Ortalama indirme hızı: 2,56 mb/s
İndirme süresi: 00:00:39
Değerlendirme: Premium üyelikte herşey çok güzel ancak bedava üyelikte bekleme süresi gibi bir eksisi var. Hız konusunda söylenecek bir şey yok, beklentileri tamamıyla karşılıyor.

Test sonuçları bu şekilde. Dilerim faydalı olmuştur. Sizin de tavsiye edeceğiniz dosya paylaşım siteleri mutlaka vardır. Belki de burada yazılanlara birşeyler eklemek istersiniz. Yorumlarınızı bizden esirgemeyin.

iPhone fırtınası iPhone 3G’den sonra hatta iPhone 4G dedikodusundan sonra bir de iPhone Elite ile esmeye devam ediyor ve daha nice yıllar da edecek gibi gözüküyor.

iphoneelite1
iPhone Elite Rüyası

iPhone’u yakından takip edenler ve kullananların da bildiği gibi her teknolojik aletin normal şartlarda eksiklerinin olduğu gibi onunda eksikleri bulunmakta fakat gerek Apple’ın pazarlama stratejisindeki üstün başarısı gerekse iPod mirasından devam ederek bir stil haline gelmesi iPhone’u dünyada en üst seviyelere taşıdı neyse lafı fazla uzatmadan, şu soruyu sorayım;

Kusuralarından arındırılmış ve eksikleri giderilmiş bir iPhone olsaydı ne olurdu acaba? Benden önce bir kişi bu soruyu sormuş ve ortaya çok ilginç ve bence mükemmel bir iPhone çıkmış. İşte bir büyük resim;

iphoneelite
iPhone Elite Tanıtımı

Son olarak olurmu olmaz mı yönündeki şahsi fikrim; Teknolojik olarak olur fakat Apple bunu yapmaz, zaten yapacak olsaydı bundan önce çıkmış olan 3G desteği olmayan iPhone pek tabi rahatça 3G destekli çıkartabilirdi piyasaya ama yapmadı ticari anlamda daha fazla kazandı hem iPhone satıldı hem iPhone 3G … halböyleyken belki HTC gibi firmalar yapabilir ama Apple yapmaz.

« Previous PageNext Page »